İsrail çocukları katlediyor. Kadınları katlediyor. Sivillerin üzerine bombalar yağdırıyor. Hastaneleri vuruyor. Uluslararası haber kuruluşları, kendi çalışanları, İsrail’in bombalarıyla ölmesine rağmen “Bunu İsrail yaptı” diyemiyor.
Gazze’ye ölüm yağıyor…
Dünya sağır…
Dünya kör…
Dünya dilsiz…
Üç beş cılız ses dışında bir yaptırım yok…
Kundakta bebeklerin paramparça olmuş bedenlerini gördükçe, korkudan büyümüş gözlerle sağ kalmış çocukların sessiz feryatlarını duydukça, annelerin feryatları arş-ı Alâ-yı titrettikçe İsrail’e acıyacak, güzelleme yapacak değiliz. “İnsansı hayvanlar” diyerek katliamı süsleyen canileri gördükçe; kadın, çocuk, mabed, hastane demeden bilhassa bunlar üzerinden savaş suçu değil, soykırım ve katliam yapan bir ırka duyulan öfke ırkçılık da değildir.
Tam tersine; “Öldürmediğim her Yahudi için bana küfredeceksiniz” diyen Adolf Hitler’e hak verecek kadar öfke doluyuz. Keşke bu lanet kavmi kimse korumasaydı da bugün dünyanın başına bela olan bir kavim var olmasaydı.
Zalim ne hayatı ciddiye alıyor ne hayatın sonsuz değerli olduğunu ne insanlığı yok ettiğini. Bir kayıtsızlık, bir duyarsızlık ki tüm dünyayı sarıyor veba gibi. Suskunluğumuz bulaşıcı hastalık gibi duyarsızlıkla insanlığın sonunu getirdiğimizin farkına bile varamadan yok oluyoruz.
“Araplardan bize ne?” diyecek kadar insanlığımızı unutup, siyasetin her sahnesinde ahkâm kesen bir takım görüşlerin, bir önceki katliamdan kaçanlar için “Niye geliyorlar? Ülkelerinde kalıp savaşsınlar.” derken şimdi de Filistin için “Siz kimsiniz İsrail’le baş edecek?" diye sormaktan gocunmuyorlar. Hangi taraftan olursanız olun önce insan olun…
Batı’ya gelince;
Batı gerçekten de iki yüzlü mü? Yoksa o tarihten bu yana hep tek yüzü olan şiddete aşık bir topluluk mu?
Hadi artık kabul edelim. Ne zaman Müslüman bir ülke için hareket ettiler? Ettiyseler de bu şiddetten başka ne oldu? Sahi biz hala Avrupa İnsan Haklarına inanıyor muyuz?
Hafızamız mı zayıfladı? Hatırlamak mı istemiyoruz? Daha kaç yıl oldu Bosna’da yaşanan soykırım?
“Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur” diyor Aliya İzzet Begoviç.
Yaşanan bu katliamlar ilk değil. Son da olmayacak. İnsanlığın gözü önünde yazılan soykırımın tarihi birkaç mısrayla unutturulacak. Onlar yine dünyaya medeniyeti anlatacak. Acıyı da yaşamayı da yalnızca kendine hak gören bir toplulukla karşı karşıyayız.
Onların dini “Din şehit ister, âsuman kurban” diyor; evet Avrupalı’nın dini. “Yahudi olarak konuşuyorum” diyen bürokratın dini. Biz de bunların konuşulması, savunulması sancılı. Siyaset sahnesinde taraflar oluşmuş.
Ez cümle; dini bir yaptırımımız yok, dua zincirinden başka.
Ancak takdir etmek gerekir ki; basın camiamız ateş hattında tüm dünyaya gerçekleri duyuruyor. Yaptığımız tek şey bu. Muhakkak ki gurur duymamız gerekiyor.
SON YAZILAR