ÇÜRÜME
Her şey içimizde ne kadar da büyük;
Korku, kaygı, endişe… Nereden başlamalıyız düzeltmeye? Zihnimizin ürettiği bu durumlar bizi etkiliyor. Hem de feci şekilde. Şu birkaç yıldır olanlar psikolojimize neler yaptı, bilemiyoruz. Sosyal medya bu durumları oldukça körüklüyor. Tabi bunu yönetenlerle bizlere bunları yaşatanların aynı kişiler olduğunu, unutmamalıyız. Akıl sağlığımıza da dikkat etmeliyiz. Zihnin karanlıklarından ışığa çıkarmak gerek ne varsa. Işık iyidir. Daima karanlığa galip gelir.
Görüyorsunuz değil mi?
Bu olan bitenlerle Batı’nın gücünü,
Avrupa ve huzuru,
Ya da mutlu Amerika’yı. Medeniyetin beşiğini. Gençliğimizin hayalleri, gelecekteki planları, hepsi gerçeklikten uzak birer rüyaymış.
Gençlerimizin bu durumları doğru okuyabilmesini umuyoruz. Özgürlükler ülkelerinde kendilerinin istemediği durumlar karşısındaki tavırlarını doğru analiz etmelerini ümit ediyoruz. Öyle olmasa Alman, Amerikan polisinin Filistin yanlılarına uyguladıkları orantısız şiddet için, tam olarak ne söylenebilir, bilmiyorum. Savaştan bahsetmek bile istemiyorum.
Yaptıklarını saklama gereğini artık duymuyorlar. Tüm dünyanın gözü önünde katliam ve soykırım, bütün şiddetiyle devam ediyor. Dikkatler dağıtılmaya çalışılıyor. Maymun çiçeği gibi. Öyleyse güvendikleri bir ortamı sağladıklarını düşünüyorlar. Evet, maalesef bu böyle.
Tüm dünyada yaşanan ortak bir durum, duyarsızlık…
Olanlara bakınca, görünen o ki istediklerini alana kadar durmayacaklar. Kendimize dönmeliyiz acilen. Gelenek, görenek, din her ne varsa bizim olana. Başka çözümü yok bunun. Kıyamete hazırladıkları bu dünyaya engel olunur mu bilinmez, belki geciktirilir. Ancak gerçek şu ki; toplumlar çürümeye, kafalarından önce kalplerinden başlar. Kalplere sahip çıkmak gerek.
Elimde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mahur Beste’si. Diyorum ki edebiyat güzeldir. Belki, dünyayı, böyle güzel ruhlar kurtarır…
SON YAZILAR