ZİYA OSMAN SABA VEFATININ 68. YILINDA ANILDI: MEZARI HÂLÂ KAYIP!

Cumhuriyet dönemi edebiyatının önemli isimlerinden Ziya Osman Saba, vefatının 68. yılında Eyüpsultan’da anıldı. Anma programında şairin hayatı, eserleri ve kayıp mezarı hakkında önemli bilgiler paylaşıldı.

Ziya Osman Saba Vefatının 68. Yılında Anıldı: Mezarı Hâlâ Kayıp!

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli şair ve yazarlarından Ziya Osman Saba, vefatının 68. yıl dönümünde Eyüpsultan’da anıldı. Yeni Dünya Vakfı’nın düzenlediği “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programı kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, edebiyat ve kültür dünyasından önemli isimleri ve edebiyatseverleri bir araya getirdi.

Yeni Dünya Vakfı tarafından düzenlenen program kapsamında kültür, sanat ve edebiyat ustaları rahmetle ve saygıyla anılırken, kabir ziyaretleri de gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede Ziya Osman Saba anısına bir toplantı düzenlendi. Ancak katılımcılar, Eyüpsultan Mezarlığı’nda edebiyatçının kabrini aramalarına rağmen bulamadılar ve kabristandan hüzünle ayrıldılar. Şair ve yazar Ziya Osman Saba, Türk edebiyatının mezarı kayıp isimleri arasında yer almaya devam ediyor.

Ziya Osman Saba’nın Edebi Kişiliği Ele Alındı

Eyüpsultan’da gerçekleştirilen anma programı, edebiyat ve kültür dünyasından önemli isimleri bir araya getirdi. Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi’nde yapılan toplantıda, Ziya Osman Saba’nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri ele alındı. Programın konuşmacıları, şair üzerine önemli araştırmalar yapan yazar Adil İzci ve Saba hakkında iki kitap yazan Mehmet Nuri Yardım’dı.

Bilinmeyen Yönleri Konuşuldu

Adil İzci, konuşmasında Saba’nın çocukluk yıllarından itibaren yaşadığı yalnızlığa, annesine ve dedesine duyduğu özleme değinerek, “Şairin şiirlerinde aile sıcaklığına duyduğu derin hasret, geçmişe özlem ve ahiret inancı açıkça görülüyor.” dedi.

İzci, Saba’nın eserlerinin huzur ve teslimiyet şiirleri olduğunu vurgulayarak, edebiyatımıza kazandırdığı değerleri anlattı ve anma toplantısının anlamına dikkat çekti.

Mehmet Nuri Yardım ise Ziya Osman Saba’nın dostluklara verdiği değeri hatırlatarak, şairin Cahit Sıtkı Tarancı ile olan güçlü arkadaşlığını anlattı. Yardım, “Cahit Sıtkı’nın ona yazdığı mektupları Ziya’ya Mektuplar adlı kitapta toplaması, iki şairin dostluğunun ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Tarancı’nın Saba’ya yazdığı şu satırlar, dostluklarını en iyi şekilde özetliyor: ‘Ziya, seni o kadar çok seviyorum ki, annemden sonra bana en yakın insan sensin.’” dedi.

Ziya Osman Saba’nın Kayıp Mezarı

Mehmet Nuri Yardım, Ziya Osman Saba’nın mezarının tam olarak nerede olduğunun hâlâ bilinmediğini belirtti. 2000’li yıllarda yaptığı araştırmalardan şu ana kadar bir sonuç alınamadığını ifade eden Yardım, mezarın Eyüpsultan “Kırkmerdivenler” mevkiinde olduğu tahmin edilen aile kabristanı içinde yer aldığını ancak kesin yerinin tespit edilemediğini dile getirdi.

Anma programına katılan edebiyatseverler, etkinlik sonrasında Eyüpsultan Mezarlığı’nda araştırmalar yaparak Saba’nın mezarını bulmaya çalıştı ancak bir sonuca ulaşılamadı. Yardım, şairin mezarıyla ilgili şu çarpıcı bilgiyi paylaştı:

“Ziya Osman Saba’nın mezarının tam yeri bilinmiyor. Annesi ve dedesinin mezarlarının yanında olduğu kesin. Annesi ve dedesi yan yana koyun koyuna yatıyorlar. Ancak 25 yıldır bazı dostlarla yaptığımız araştırmalarda ne yazık ki bir sonuca ulaşamadık. Bu konuda edebiyat dünyasına, Eyüpsultan Belediyesi’ne, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Osman Cemal Kaygılı ve Ziya Osman Saba’nın mezarları bir an önce aranmalı, bulunmalı ve ziyarete açılmalıdır.”

Yardım, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:“Ziya Osman Saba, mütevazı, kanaatkâr ve inançlı bir insandı. İsrafı sevmez, her şeyin kıymetini bilirdi. Bir gün Kadıköy’de su kesileceğini öğrenen bir arkadaşı, Ziya Osman’a haber veriyor ve yedek su bulundurmasını söylüyor. Ziya mutfağa gidiyor ve küçük bardakları suyla dolduruyor. İşte, bardaktaki suya kanaat eden bir adamdan bahsediyoruz! O, sadece bir şair ve yazar olmanın ötesinde, tevekkül, teslimiyet, rıza ve kanaat abidesidir. Şiirleri, hikâyeleri ve denemeleri insan ruhunu temizler, iyiliğe doğru yolculuğa çıkarır. Onun şiirlerini ve hikâyelerini okuyan birisi, kötü olamaz, kötülük yapamaz.”

“Onun Şiirleri Bugün Bile İlham Veriyor”

Programa katılan edebiyatseverlerden Sabahat Varol İnsel, Saba’nın bir şiirini seslendirirken, konuşmalarda şu görüşlere yer verildi:“Ziya Osman Saba, sadece bir şair değil, Türk edebiyatında samimiyetin, maneviyatın ve insani duyguların temsilcisi olarak görülüyor. Onun şiirleri ve hikâyeleri, bugün bile huzur arayan insanlara ilham veriyor. Eyüpsultan’da düzenlenen bu anlamlı etkinlik, onun manevi mirasını yaşatmaya devam ediyor. Bu tür etkinliklerle edebiyatımıza ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak, gelecek nesillere büyük ustaları tanıtmak adına büyük önem taşıyor.”

Ziya Osman Saba’nın Hayatı ve Eserleri

Ziya Osman Saba, 7 Mart 1910’da İstanbul’da doğdu. Cumhuriyet dönemi edebiyatının en samimi, içten ve derinlikli şairlerinden biri olarak tanındı. Yedi Meşaleciler topluluğunun kurucularından biri olan Saba, şiirlerinde maziye hasret, çocukluk, aile, ölüm ve ahiret gibi temalara sıkça yer verdi. Küçük yaşta annesini kaybetmesi, sanat anlayışını ve ruh dünyasını derinden etkiledi. Hayatını mütevazı, kanaatkâr ve manevi değerlere bağlı bir şekilde sürdürdü.

Şiir ve hikâyelerinde nostalji, mutluluk, aile sevgisi ve ahiret inancı ön plandaydı. Türk şiirine samimi bir ruh kazandıran Ziya Osman Saba, yaşadığı dönemin sosyal hayatını, özlemlerini ve insani değerlerini büyük bir içtenlikle yansıttı. 29 Ocak 1957’de, henüz 47 yaşındayken kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Eserleri:

  • Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
  • Nefes Almak
  • Geçen Zaman
  • Bıraktığım İstanbul

İSTANBUL (UHA) - ÖZKAN KARACA

EKONOMİ