Rize’nin Veliköy Köyü'nde, marangoz Mustafa Kopuz’un atölyesine adım atanlar yalnızca ağaç kokusunu değil, tarihin izlerini de hissediyor. 75 yaşındaki Kopuz, bir ömrü hem el emeğine hem de kültürel mirasa adayan bir zanaatkâr.
1987 yılından bu yana marangozluk yapan Kopuz, son yıllarda atölyesinde sadece arı kovanı üretimiyle ilgileniyor. Ancak atölyenin gizli hazinesi, alt kattaki küçük bir odada saklı: Yaklaşık 45 yıldır özenle topladığı yüzlerce antika eşya.
Gaz lambaları, eski dikiş makineleri, daktilolar, mutfak gereçleri ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan nadide paralar… Hepsi, Kopuz’un yıllar içinde kimi zaman arayarak, kimi zaman satın alarak koleksiyonuna kattığı parçalar. “Burası tarih kokuyor,” diyor Kopuz, eşyaların arasında dolaşırken.
Koleksiyonunda babasının 1914 yılında Ruslardan aldığı ve hâlâ çalışan dikiş makinesi de bulunuyor. Yine, pileki adı verilen taş fırın, kayık feneri, çarık ve eski telefonlar gibi yöreye özgü eşyalar da bu odada sergileniyor.
Mustafa Kopuz, sadece eşya toplamıyor; aynı zamanda bir kültür hafızasını geleceğe aktarmaya çalışıyor. “Gençler geçmişini unutmasın,” diyor ve ekliyor: “Bir mesleğin olacak ki ekmek yiyesin. Gençlikte çalışırsan, ihtiyarlığında rahat edersin.”
Kopuz’un dileği, kendisinden sonra çocuklarının da bu tarihi mirasa sahip çıkması. “Burada nefes alıyorum,” derken, hem marangozluğa hem de geçmişin hikâyelerine olan bağlılığını hissettiriyor.
RİZE (UHA) - HIZIR TATOĞLU