Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 12 Aralık 2024 tarihinde tüm okul ve kurumlara gönderilen bir yazıda, “öğrenci servislerinde ön koltukta kız öğrencilerin oturmaması için gerekli bilgilendirmenin yapılması” talep edilmiş ve ön koltukta oturan kız öğrencilerin tespiti halinde “sürücülerin ve öğrencilerin uyarılması” gerektiği ifade edilmiştir. Yazıda, bu uygulama için “gerekli hassasiyetin gösterilmesi” vurgulanmıştır.

Bu talimat, Milli Eğitim Bakanlığı’nın laiklik karşıtı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini reddeden uygulamalarına bir yenisini eklerken, eğitim sendikaları ve kamuoyundan büyük tepki topladı. Eğitim Sen, söz konusu düzenlemenin öğrencilerin güvenliğini sağlama gerekçesiyle açıklanamayacağını, aksine ayrımcı bir zihniyetin ürünü olduğunu ifade etti.

Eşitsizliği Derinleştiren Yaklaşımlar

Eğitim Sen yaptığı açıklamada, “Eğer amaç gerçekten öğrencilerin güvenliğini sağlamaksa, tüm öğrencilerin güvenliğini esas alan, bilimsel ve eşitlikçi yöntemler geliştirilmelidir. Ancak bu talep, kadın üniversiteleri kurmayı planlayan, kız ve erkek öğrencilerin yan yana oturmasını bile uygun görmeyen; toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren ve kadınlara yasaklar dayatan gerici bir anlayışın tezahürüdür,” ifadelerine yer verdi.

Eğitim Sen ayrıca, bu yaklaşımın yalnızca kadınları hedef aldığını ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden uzak olduğunu belirtti. Sendika, kız öğrencilerin karşılaştığı sorunların yasaklar ve kısıtlamalarla değil, eşitlikçi ve özgürlükçü politikalarla çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Deprem Bölgesindeki Asıl Sorunlar Görmezden Geliniyor

Eğitim Sen, deprem bölgesinde yaşayan öğrencilerin yaşadığı ciddi sorunlara dikkat çekerek, Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şu soruları yöneltti:
    •    Sabah karanlığında okullarına, akşam karanlığında evlerine ulaşmak için otostop yapmak veya yürümek zorunda kalan öğrencilerin sorunları neden çözülmüyor?
    •    Deprem sonrası yıkıntılar arasında eğitim almaya çalışan binlerce öğrenci için hangi önlemler alındı?
    •    Öğrenci güvenliğini sağlama gerekçesiyle ayrımcı politikalar üretmek yerine, ulaşım, güvenlik ve eğitim altyapısına neden yatırım yapılmıyor?

Gerici ve Laiklik Karşıtı Zihniyet

Bu karar, laik Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayan, kadın ve kız çocuklarına yönelik baskıcı uygulamalarla gündeme gelen bir zihniyetin yansıması olarak değerlendiriliyor. Eğitim Sen, bu tür uygulamalara derhal son verilmesi gerektiğini ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinde çözüm üretilmesi için mücadeleye devam edeceğini belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ayrımcı politikalar yerine öğrencilerin gerçek sorunlarına odaklanması ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesine uygun hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Eğitim Sen, bu uygulamanın takipçisi olacağını ve konunun her platformda gündeme taşınacağını ifade etti.
 

HATAY (UHA) - ERKAN KARATAŞ